MotoGP yönetimi bu aralar tam anlamıyla boş işler müdürlüğüne döndü. Bunu açık açık söyleyebiliriz. Kabul, yıllardır bu müdürlüğün görevini yürütebilecek kadar ‘yetkin’ işler yapıyorlar ancak son dönemde şirazeyi iyice kaçırdılar.
Bu şiraze kaçışı durumunun son örneğini birkaç gündür herkes net şekilde gözlemledi. Olay şu: Marc Marquez bu hafta sonu Motegi’de kariyerinin dokuzuncu şampiyonluğunu kutlayacak. Buraya kadar her şey normal. İspanyol pilotun 2010 Moto3, 2012 Moto2, 2013, 2014, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2025 MotoGP şampiyonluğu ile tam dokuz GRAND PRIX şampiyonluğuna sahip olduğu tüm sporseverlerin bildiği bir olgu. MotoGP yönetiminin bildiği ve kavramsal olarak da kabul ettiği bir olgu.
Ancak geçen hafta çıkan bir haberle birlikte görüyoruz ki boş işler müdürlüğünü sporu yönetmekten daha yeğ tutan yönetim şampiyonluk sayısına takmış. Neymiş, Moto2 ve Moto3 şampiyonluklarının bundan böyle toplam şampiyonluk sayısına katılmaması gerekiyormuş, bu yüzden Marc Marquez aslında dokuz değil yedi kez şampiyon sayılmalıymış.
Belki günümüzde mantıken doğru bir düşünce olabilir bu, fakat mantığı bırakıp gerçekliğe geldiğimizde ise tek kelimeyle yorum yapabilirim: SAÇMALIK.
Her şey zaten yarış serisinin tam isminde yatıyor: Grand Prix Motorcycle Racing. MotoGP, Moto2 Ve Moto3 bir organizasyon tarafından FIM çatısı altında düzenlenen Grand Prix Motorcycle Racing altında düzenlenen üç ayrı seri. Bu üç serinin herhangi birini kazandığınızda direkt olarak bir GRAND PRIX şampiyonu sayılıyorsunuz. Bu üç serinin birinde yarış kazandığınızda bir GRAND PRIX galibi oluyorsunuz. Dövüş sporlarındaki sikletler gibi aslında bir nevi. Dövüş sporlarında ağır siklet dışındakilerin “alt siklet” sayılması gibi bir durum var mı? Yok. MotoGP’de de asla olmadı. Moto2 ve Moto3 asla alt seri sayılmadı. Son dönemde
Peki çok sevgili seri yönetimimiz ne diyor? Grand Prix çatısını biz artık umursamayacağız, MotoGP şampiyonluğu dışındaki şampiyonlukları saymayacağız. Moto2 ve Moto3’e alt seri muamelesi yapacağız. Bahsettiğim gibi mantıken bu olması gereken belki, fakat gerçeklikle tamamen gelişiyor. Hatta ve hatta gerçeklikle oynuyor. Çünkü bu sporun tarihinde böyle bir şey yok. Grand Prix çatısı altında her zaman birden fazla klasman oldu.
Padoktan kısa bir tarih dersi: 1949 sezonunda seri başladığında beş klasman vardı: 500cc, 350cc, 250cc, 125cc ve Sidecar.
1962 yılında bu beşlinin yanına 50cc eklendi. Giacomo Agostini 1968-1972 yılları arasında hem 500cc hem 250cc şampiyonu oldu.
1977-1979 yılları arasında üç yıl 750cc klasmanı da eklendi bu beşlinin yanına. 1979 yılında Sidecar B2A sınıfı da mevcuttu. Tam yedi klasmanda Grand Prix yarışları yapıldı.
1980 yılında 750cc kalktı, 1983 yılında 350cc kalktı, 1984 yılında 50cc’nin yerini 80cc aldı, o da 1990 yılında kaldırıldı. Sidecar sınıfına da 1996 yılında veda ettik. Elimizde şu anki gibi üç sınıf kaldı: 500cc, 250cc ve 125cc. 500cc’nin ismi 2002’de MotoGP oldu, 2010’da 250cc’nin ismi Moto2 olarak değişti, en nihayetinde 2012’den beri de 125cc yerine Moto3 ismini kullanıyoruz.
Tarih dersimiz bitti. Her şey apaçık ortada. Grand Prix Motorcycle Racing serimizin ismi, altında klasmanlar var. Bu klasmanlarda yarışan herkes de ŞAMPİYON sayılıyor. En üst klasman dışındaki klasmanlar ALT SERİ olarak SAYILMIYOR.
Evet, bu nedenle Danny Kent, Lorenzo Dalla Porta, Jaume Masia gibi isimlere dünya şampiyonu demek zorunda kalıyoruz fakat oyunun kuralı bu. 1949 yılından beri oynanan oyunun kuralını değiştiremezsin.
Diyelim ki sen artık Marc Marquez’i sadece MotoGP şampiyonu olarak sayıyorsun, MotoGP şampiyonları dışındakilerin de “alt seri” şampiyonu olduğunu söylüyorsun. E o zaman bu sporun tarihini tamamen çöpe atıyorsun artık. Angel Nieto diye biri ortada kalmıyor, Dani Pedrosa, Max Biaggi ve Luca Cadalora gibi isimlerin kariyerlerinde devasa bir gedik açılıyor, Giacomo Agostini’nin aynı anda birden fazla sınıfta yaptığı efsanevi işler de yok sayılıyor. Bu da tabiri caizse sporcuya, taraftara, takımlara ve spora saygısızlıktır. Gerçekle oynamaktır. Biraz daha basitlik elde etmek uğruna 76 yılın birikimini, bin yarışlık geçmişi çöpe atmaktır.
Marc Marquez de yedi kez değil, dokuz kez dünya şampiyonudur. Nokta. Moto2 ve Moto3 eski günlerdeki misyonunu yitirmiş olsalar da alt seri değildir. Nokta.
Boş İşler Müdürlüğü’ne tavsiyemiz iki teker dünyasının Formula 1’e benzemediğini görmeleri. Bir zamanlar orada da Formula 2 alt seri değil bir yan seri olarak tanımlanıyordu ancak bu çok eski günlerdeydi ve Formula 1 kurumsallaştığında çoktan alt seri kavramı ortaya çıkmıştı. Dahası, uzun bir süre boyunca alt seriler Formula 1 veya FIA bünyesinde dahi değildi. 2005 yılında GP2 bir alt seri olarak ortaya çıktı, 2017 yılında FIA Formula 2 olarak yeniden yapılandırıldı. Formula 3 ise aşırı dağınık bir disiplindi, 2018 yılına kadar FIA Avrupa Formula 3 ve GP3 olarak iki ayrı büyük seri vardı, bu seriler 2019 yılında FIA Formula 3 olarak birleştirildi, günümüze gelindi. Yani ortada MotoGP-Moto2-Moto3 olarak kurumsallaşmış bir sistem değil, zaman içinde Formula 1’e entegre edilmiş bir sistem var.
O yüzden Boş İşler Müdürlüğü’ne tavsiyemiz, Formula 1 klonu olma çabalarından vazgeçmeleri ve sporun kodlarını yeniden hatırlamaları.
Silkelenin ve kendinize gelin.
