20. yüzyılın ortalarına doğru gelinirken Daytona Beach, sahil bölgesinde yarışların düzenlendiği 3.2 mil uzunluğundaki parkuruyla hızın sembolü niteliğini taşıyordu. NASCAR, Daytona Beach’te düzenlenen bir yarışı takviminde barındırıyordu.
Tarihler 1953’ü gösterirken Daytona Beach’teki pistin akıbeti belirsiz bir duruma doğru ilerliyordu. Daytona Beach bölgesi hızla kentselleşiyordu ve hatta sahil boyunca oteller inşa edilmeye başlanmıştı. Durumu fark eden NASCAR’ın kurucusu Bill France, DaytonaHavalimanı’na yakın bir alanı satın almak için şehir yönetimiyle pazarlıklar yapmaya başladı.Anlaşma sağlandıktan ve finansman ayarlandıktan sonra 1957 yılında daha yüksek süratlere izin veren 31 derecelik eğime sahip 2.5 mil uzunluğunda bir tri-oval pist olan DaytonaInternational Speedway’in yapımına başlandı. Daytona Beach pisti 1958 yılında son kez bir NASCAR yarışına sahne oldu.
Daytona International Speedway’deki ilk yarış, “First 500 Mile NASCAR International Sweepstakes at Daytona” adıyla 1959 yılının 22 Şubat’ında 42 bin seyircinin önünde gerçekleştirildi. Yarış, 3 saat 41 dakikada bitti. Finiş çizgisine Lee Petty, Johnny Beauchampve 1 tur gerideki Joe Weatherly birlikte geldiler. Bu kadar uzun bir yarışın foto finiş ile bitebilecek olması kimsenin aklına gelmemişti ve pistte foto finiş kameraları yoktu.
NASCAR, başta Beauchamp’ı yarışın galibi ilan etse de 3 gün boyunca görüntüleri inceledikten sonra galibiyeti 3 kez NASCAR şampiyonu Lee Petty’e verdiler. Lee Petty’nin odönem 22 yaşında olan oğlu Richard Petty, daha sonra “The King” olarak nam salacak, ise 8 turun ardından motor problemi sebebiyle yarıştan çekilmişti. Yarışın galibi olan Lee Petty 19 bin dolarlık, bugünlerde yaklaşık 200 bin dolar, para ödülünün sahibi oldu.
1960 yılının Daytona 500’ünde Junior Johnson öyle bir şey yaptı ki NASCAR tarihini sonsuza kadar değiştirdi. Johnson, yarışa 1 yıl daha eski ve diğerlerinden daha yavaş aracıyla katılmasına rağmen o dönemlerde daha anlaşılamayan ve bir fenomen olarak görülen drafttekniğini kullanarak kendisinden daha hızlı olan araçlarla mücadele edebilmişti. Johnson yarışı kazanırken “draft” ise bugünlerde superspeedway yarışlarının temelini oluşturuyor.
1961 yılında düzenlenen yarış, “Daytona 500” olarak adlandırılan ilk yarıştı. Ayrıca o yıl NASCAR, ana yarışın gridini belirlemek için 2 sıralama yarışı düzenlemeye karar vermişti. Bu yarışlar pek çok kazaya sahne oldu. Lee Petty, Richard Petty, Junior Johnson gibi isimler kazalar sonucu yaralandılar. Lee Petty, 4 aydan fazla süre hastanede kaldı. Bu yarışlarınardından sürücüler tarafından NASCAR’a ve çaylaklara karşı pek çok tepki vardı.
Joe Weatherly: “En kötü kazalarda yer alan isimlerin veteran sürücüler olduğunu biliyorum ancak bunlara sebep olanlar çaylaklardı.”
Rex White: “NASCAR, bu amatörlerden bazılarına ders vermek için bir toplantı yapmazsa Pazar günü yarışamayız. Bugün pistte bir çok aptal vardı.”
Yarışlardan birini kazanan Fireball Roberts: “Pistte ölmekten çok korkmuştum.”
Ana yarış öncesinde sürücülerin tepkisini gören NASCAR, bir toplantı düzenleyerek agresif sürüşe müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti. Ayrıca çaylak olarak belirlenen 17 pilotun arka tamponu boyanarak diğerlerinden ayırt edilmeleri sağlandı. 64 yıl boyunca çaylak pilotlar, sezon boyunca arka tamponlarında çaylak şeridi adı verilen sarı şeritlerle yarıştılar. 2025 sezonu öncesinde ise bu uygulama gereksiz görülerek kaldırıldı…
1966 yılında Richard Petty, Daytona 500’ü birden fazla kez kazanan ilk sürücü oldu. Bu zamana kadar bunu başarmış yalnızca 12 pilot var. Richard Petty ise Daytona 500’ü tam 7 kez kazanmayı başardı.
1974 yılında yakıt krizi nedeniyle pek çok yarış %10 kısaltıldı. Bu uygulamadan nasibini alan Daytona 500, 450 mil olarak koşulurken sembolik olarak yarışa 21. turdan yani 51. mildenbaşlandı.
1982 yılında Daytona 500, NASCAR’ın açılış yarışı haline geldi. Daytona 500, o günden bugüne hala sezonun ilk ana yarışı.
1988 yılında, tehlikeli seviyedeki yüksek hızları önlemek amacıyla kısıtlayıcı plakalar zorunlu kılındı. Bu plakalara benzer yapıları hala her superspeedway yarışında kullanıyoruz. Plakalar, temelde motor gücünü sınırlandırarak araçların hızını azaltıyor.
2001’deki Daytona 500, NASCAR tarihindeki en kara gün olarak adlandırılır. Michael Waltrip ve kendi oğlu Dale Jr.’ın arkasında 3. sırada yarışa devam eden Dale Earnhardt, yaptığı kaza sonucu duvara çarptı ve kafatasının aldığı hasar nedeniyle hayatını kaybetti. Bu olay, motorsporlarında boyun koruyucu önlemlerin, özellikle HANS, yaygınlaşması yolunda en etkili olaylardan biridir.
2019 Daytona 500 yarışı, geleneksel kısıtlayıcı plakaların kullanıldığı son yarıştı. Bu plakaların yerine geçen “tapered spacers”, tüm pistlerde farklı boyutlarda kullanılabilmesiyle daha esnek bir kontrol sağladı.
Diğer pistlerin aksine NASCAR, superspeedway tarzı pistlerde (Atlanta, Daytona ve Talladega) farklı bir araç paketi kullanır. Temel amaç daha yakın ve daha rekabetçi yarışlar izletmek ve güvenliği arttırmak. Bu paket, araçların tüm yarış boyu birbirinden kopmadan mücadele etmelerini sağlar. Araçlar yarış boyu draft etkisiyle birbirleriyle dip dibe ilerlerler.
Daytona 500 haftası, çarşamba günü gerçekleştirilen antrenman ve sıralama seanslarıyla başlıyor. Perşembe günü ise Duel yarışlarıyla devam ediyor, cuma ve cumartesi günleri gerçekleştirilen antrenman seanslarının ardından pazar günkü yarış ile hafta tamamlanıyor, tabi yağmur etkilemezse.
Duel yarışlarının temel amacı izleyicilere farklı bir şeyler sunmak ve Daytona 500 haftasonunu genişletmek. Ayrıca şuanda NASCAR yarışlarında 40 araç sınırı bulunuyor ve Daytona 500’ün katılımcı listesi bu sayının üstüne çıkıyor. 36 aracın zaten garanti charterhakkı var. Open Car olarak katılan katılımcılar Sıralama turları ve Duel yarışlarıyla eleniyor ve yarışa 40 araç katılıyor. Örneğin bu yıl 45 araç katılımcıydı.
Çarşamba günü sıralama turlarında ilk 2 sıralamayı alan isim yarışta da ilk 2 sırayı kapatmış oluyor. Ayrıca sıralamalarda tek sayılı pozisyonlarda bitirenler ilk Duel yarışının, çift sayılı pozisyonlarda bitirenler ikinci Duel yarışının gridini belirliyor. En hızlı 2 Open Car, yarışa katılmayı garantiliyor.
İlk Duel yarışı, ana yarışın iç çizgisinin grid dizilimini, ikinci Duel yarışıysa dış çizgisinin grid dizilimini belirliyor. Dediğimiz gibi sıralamalarda ilk 2 sırayı alan ismin grid pozisyonları dokunulmaz. Ayrıca Duel yarışlarında rakip Open Car’ların önünde bitirmeyi başaran 2 Open Car daha ana yarış katılımını garantiliyor.
Pazar günkü yarış ise standart NASCAR kuralları altında koşuluyor. 65 tur ilk stage, 65 tur 2. Stage ve 70 tur son stage olmak üzere yarış tamamlanıyor.
NOT: Bu yıl yeni eklenen bir kuralla birlikte “Dünya Klasmanı”ndaki pilotlar yarışa doğrudan katılım hakkı elde edebiliyorlar. Bu yıl Helio Castroneves bu haktan yararlandığı için gridde 41 araç bulunuyor.
Peki Pazar günü bizi neler bekliyor?
Chase Briscoe ve Austin Cindric yarışa ön çizgiden başlayacaklar. Ancak bu durumun pek de bi önemi yok çünkü superspeedway araç paketinin de etkisiyle liderlik sürekli el değiştiriyor. Yarışta bolca kaza ve temas da görecek olmamızın etkisiyle sürücüler adına şans ve tecrübe önemli faktörler olacak.
Dikkatle takip edilmesi gereken isimler:
İlk tam zamanlı yarışında Daytona 500 galibiyetine ulaşan Austin Cindric, superspeedwayyarışlarında ön sıralarda görmeye alışık olduğumuz bir isim. Ayrıca Cindric, perşembe gecesi gerçekleştirilen 2. Duel yarışında da galibiyete ulaştı.
2 kez Daytona’da zafere ulaşmış Austin Dillon’ı son yıllarda pek önlerde göremesek de taşıdığı 3 numaranın da etkisiyle dikkat edilmesi gereken isimlerden.
Daytona’da yalnızca 1 kez zafere ulaşan ve son yıllarda superspeedway pistlerinde karıştığı kazalarla kötü bir üne sahip olan Brad Keselowski de toplamda 7 superspeedway galibiyetiyle dikkat çeken isimlerden.
Kariyerinde aldığı 63 galibiyete rağmen Daytona 500’de hiç kazanamamasıyla şakaların hedefi olan Kyle Busch da ilk Daytona 500 galibiyetini arıyor olacak.
Daha önce hiç Daytona’da galibiyete ulaşamayan Chase Elliott, yarışı 2 kez 2. sırada tamamladı. Ayrıca Elliott, daha önce 2 kez Talladega yarışı kazanmıştı.
3 Daytona 500 ve 2 Talladega zaferi bulunan Denny Hamlin, 4. zaferini elde ederek Richard Petty ve Cale Yarborough’un ardından bunu başaran 3. isim olmak istiyor.
Ryan Blaney, Daytona 500 galibiyeti olmasa da 2021’de buradaki yaz yarışını kazanmıştı. Superspeedway yarışlarında ön sıralarda görmeye alışık olduğumuz pilotlardan.
Yeni takımıyla ilk ana yarışında pol pozisyonunu elde etmeyi başaran Chase Briscoe da burada ilk superspeedway galibiyetini elde etmek istiyor.
10 yıl önceki Daytona 500 zaferinin anısına özel bir renk şemasıyla yarışacak olan JoeyLogano ise superspeedway yarışlarında akla gelen ilk isimlerden. 3 Talladega ve 2 Atlanta zaferiyle birlikte toplam 6 superspeedway galibiyeti bulunan son şampiyon, bu alandaki en başarılı isimlerden. Ayrıca Logano, Daytona 500 yarışlarında yaşadığı şanssızlıklarla galibiyeti kıl payı kaçırmasıyla da meşhur bir isim.
Son yıllarda vites yükselterek aldığı galibiyetlerle dikkat çeken son Daytona 500 galibi William Byron da toplam 2 Daytona, 3 superspeedway galibiyetiyle öne çıkıyor.
Kariyerinde yalnızca 4 galibiyet bulunan Ricky Stenhouse Jr, bu galibiyetlerin 2’sini Daytona’da ve diğer 2’sini Talladega’da olmak üzere hepsini superspeedway pistlerde elde etti.
Daha önce Daytona 500’e 6 kez ön çizgiden başlayan Alex Bowman, ilk superspeedwaygalibiyetini arıyor.
Daha önce 2 kez Daytona 500’de zafere ulaşmayı başaran 7 kez şampiyon Jimmie Johnson’ı son yıllarda pek ön sıralarda göremesek de 5 superspeedway galibiyeti bulunan efsaneye dikkat etmekte fayda var.