Padoktan MotoGP podcast’i için yazılı bilgi bölümü görevi görecek olan bu yazımızda son dönemde gündeme sık sık gelen Francesco Bagnaia-Jorge Martin kıyasına değineceğiz.
Yazının temel amacı yeni izlemeye başlayan seyircilere yüzeysel ve temel bilgileri açıklamak olmasıyla beraber elbette yeni izleyicilerin dışında mevcut izleyenler için de bilgilendirici bir yazı olması.
Francesco Bagnaia nasıl bir pilot?
27 yaşındaki iki kez şampiyon İtalyan sürücü, küçük yaşlardan başlayan bir motosiklet sevdasına sahip. Gençken katıldığı yarışların dışında kendisi adına ilk gerçek seri Pre-GP 2010 serisidir. Katıldığı seride dikkat çekici bir performans sergileyen Bagnaia ilerisi için ışık vermiştir. 2013’te katıldığı Moto3’te yaklaşık 4 sezon devam edip 2017’de Moto2’ye geçen Bagnaia, Valentino Rossi’nin takımı Sky Racing VR46 ile 2018’de şampiyonluk yaşamıştır. Bu şampiyonluk kendisinin MotoGP’ye yükselmesine de vesile olmuştur. 2019’da Pramac ile başladığı serüvende inişli çıkışlı grafik sergilese de 2021’e gelince fabrika takımı Ducati ile anlaşmıştır. En üst seviyedeki ilk galibiyetini de yine aynı yıl 2021 Aragon GP’de aldı. İtalyan sürücü ilk şampiyonluğunu da 2022’de kazanmıştır.
Jorge Martin nasıl bir pilot?
1998 doğumlu 26 yaşındaki İspanyol sürücü, tıpkı rakibi Bagnaia gibi çocukluktan gelen bir motosiklet tutkusu bulunur. İlk deneyimlerini de minibike yarışları ile elde eden Martin, 2014’te Red Bull MotoGP Rookies Cup’ta şampiyonluğu elde ederek dikkatleri üzerine çekmiştir. Sonrakı yıl Moto3’e yükselme başarısı gösterip ilk sezonlarında durağan bir performans sergileyen Martin, 2018 sezonunda şampiyonluğa ulaşmıştır. 2019’da Moto2’ye yükselip KTM Ajo ile yarışarak kendisini kanıtlama imkanı bulmuştur. Moto3’ün aksine Moto2’de şampiyonluk kazanamayan sürücü, 2021’de Pramac Ducati ile MotoGP’ye katılmıştır.
Bagnaia-Martin Kıyası: Sürüş Stilleri, Kişilikleri ve Nicesi
Çifte şampiyon Bagnaia’ın sürüş tarzıyla alakalı şunları söyleyebiliriz: İstikrarlı, dengeli ve stratejik. 2019’da başladığı seride 2021’den itibaren Ducati’yle kendisini ziyadesiyle geliştiren Bagnaia, son iki yılda çoğu yarışta istikrarı sayesinde geriden gelmesine rağmen öne geçmesi, stratejik davranmasıyla büyük oranda yeteneğini herkese kanıtlamıştır. Ayrıca istikrarı Martin’e karşı en büyük silahı. Güçlü ama sürüşü aslında kolay olmayan -rakiplere göre elbette kolay- Desmo’larla virajlardaki hızı yine en büyük avantajlarındandır.
Martin’e değinecek olursak, belki de gridin tek turda açık ara en hızlı sürücüsü diyebiliriz. Sıralamalarda ortaya çıkardığı hız kesinlikle alkış alacak cinsten. Yarışlarda da hızını kısmen koruyabilen İspanyol sürücünün yumuşak karnı herkesçe malum yarışlardaki istikrarsızlığı ve Bagnaia’nın aksine stratejik düşünme eksikliği. 2023’te şampiyonluğu elleriyle hediye eden Martin yeni sezonda da hızına rağmen istikrarsızlığı ile favori konumundan yavaşça düşmektedir.
Yarışlarda Bagnaia için lastik yönetiminde uzmanlaşmaya başlayan ve yarış içinde değişen koşullara ayak uydurabilen birisi diyebiliriz. Özellikle 2023’ten beri lastikler hakkında sorun yaşadığına rastlamamam bu konudaki güvencelerimden. Ducati’nin sağladığı avantajlar da Bagnaia’yı rahatlatan etkenlerden olmasına rağmen aynı motora sahip Martin, Bastianini gibi sürücülerle kıyaslandığında aradaki farklar gözle görülür seviyede belli oluyor. Ekstra olarak yarışlarda yapacağı hamlelerde asla acele etmeyip üstte de bahsettiğim gibi akıllıca davranışları kendisini öne geçiren unsurlardan.
Martin’e ise yarışa hızlı başlayıp devamı getiremeyen birisi yakıştırması yapabiliriz. Hızlı olduğu yarışlarda farkı açıp götüren sürücü, çoğu zaman ise lastik aşınmasını kontrol edememesinin yanında istikrarsızlıkları ile geride kalabiliyor. 2021 ve 2022’yi geçiş dönemi içinde adlandırsak bile 2023 ve 2024’te de benzer hataları son bulmuyor. Geçtiğimiz sezon yani 2023’te Bagnaia’nın Barcelona’daki korkunç kazasıyla kendisinin üstünlüğü ele geçirip şampiyonluğu kazanması beklenirken ne yapıp edip sezon sonu eli boş evine döndü.
Tüm bunların yanı sıra Martin’in sıkıntı yaşadığı noktalardan birisi de yarış içinde bazen stresi kaldıramaması. Yarış koşulları içinde Martin hakkında geliştirmesini gerektirdiği diyebileceğimiz en önemli iki şey şunlar olabilir: birincisi tek tur hızını yarışa aktarmayı bilip istikrarlı olmalı ve soğukkanlı davranmayı öğrenip gerektirdiği durumlarda stres seviyesini yönetmeli.
Son olarak gelecekleri hakkında bir kıyaslama yaparsak, Pecco Bagnaia için parlak bir MotoGP geleceği onu bekliyor diyebiliriz. Edindiği başarılar ve her sene sürüş anlamında kendisini geliştirmesiyle Ducati’nin vazgeçilmez ismi olacaktır. Öyle ki yazıyı yazdığım sıralarda şampiyona da ikinci basamakta yer almasına rağmen şampiyonluğu göğüsleyecek isim deme ihtimalimiz oldukça yüksek.
Jorge Martin’in MotoGP geleceği Bagnaia’ya kıyasla pek rahat geçmeyebilir. 2024 sezonu sonunda Ducati’nin güncel motor verdiği Pramac’la yollarını ayırarak Aprilia’ya geçecek olan İspanyol sürücünün ilerleyen senelerde şampiyonluk şansı verebilecek konumdan uzaklaşma ihtimali artabilir. Tam tersi bir durumda yani şampiyonluk şansı verecek konumda olursa eğer yapması gereken izleyicilerin de benzer kanaatte olduğu şekilde hızını yarışa da aktararak istikrarını yakalaması ve tıpkı Bagnaia gibi yarış içinde akıllı bir sürüş tarzı benimsemesi kendisi adına geleceğini şekillendirmede önemli rol oynayacaktır.