Yönetmenliğini Michael Mann’ın gerçekleştirdiği film, 22 Aralık’ta büyük beklentilerle vizyona girmişti, ancak işler pek de beklendiği gibi ilerlemedi.
Bütçesi 95 milyon dolar olan yapım, ilk iki hafta geride kalırken dünya çapında sadece 20,3 milyon dolar hasılat elde edebildi; dolayısıyla filmin bir gişe başarısı olduğunu pek söyleyemeyiz.
Bazı eleştirmenler filmin çekiciliğinin CGI kullanımından ziyade etkileyici hikayesinden aldığını savunsa da, filmin gişede yaptığı yavaş açılış, seyirciyi beklenildiği gibi büyüleyemediğine işaret ediyor.
Film an itibariyle 179 eleştirmen değerlendirmesine dayanarak Rotten Tomatoes’da %73 Tomatometer notuna sahip. Ayrıca, Metascore’u da 73/100. Eleştirel tepkiler olumsuz olmasa bile, Ferrari’nin Mann’ın önceki işleri kadar beğeni toplayamadığı ortada.
Bu durum, ılımlı tepkilerin filmin gişe performansını etkileyip etkilemediği sorusunu gündeme getiriyor.
Adam Driver’ın başrolünde olduğu film, Aquaman ve Wonka gibi filmlerle zorlu bir rekabete girdi, rekabetin sonucu ise olumsuz. Aquaman hayal kırıklığı yaratan bir açılışa rağmen dünya çapında 258,3 milyon dolar hasılat elde etmeyi başardı. Steven Spielberg ve Oprah Winfrey’in yapımcılığını üstlendiği Wonka ise şimdiden dünya çapında 387,2 milyon dolar hasılat elde etti.
Hasılat rekorları kıran bu filmlerin gişeye hükmetmesiyle Ferrari’nin izleyicilerin dikkatini çekmekte ve bilet satmakta zorlandığı aşikar.
Filmin başarısızlığının sebebi olarak birden fazla faktör gösteriliyor. Birçok seyirci CGI kullanımının zayıflığından yakınıyor, buna ek olarak, Adam Driver ve Penélope Cruz dışında yıldız oyuncuların yer almaması da filmin daha geniş bir kitleye hitap etmesini zorlaştırmakta.
Ayrıca, filmin vizyona girmesinden hemen sonra Sky gibi yayın platformlarında yayınlanma kararı nedeniyle izleyicilerin televizyon seçeneğine yönelmiş olabileceği de konuşuluyor.
Ne olursa olsun, güçlü bir hikayeyi anlatan Ferrari filminin hiç olmazsa gişede hayal kırıklığı yarattığı söylenebilir.