Söz konusu Formula 1’in son yıllardaki ilerleyişi olduğunda, sosyal medyanın rolünü asla göz ardı edemeyiz.
Liberty Media döneminde sosyal medya hesaplarına önem veren, özellikle YouTube hesabından yayınladığı listeler ve “Grill the Grid” gibi soru cevap etkinlikleriyle spora erişimin artışını sağlayan F1, artık yarış hafta sonlarında dünyanın gündemini belirleyen popüler kültür öğesi durumunda dahi denebilir.
Bu durum, pilotların yanı sıra seyirci kitlesini aktif tutmak isteyen takımların, hatta takım patronlarının dahi sosyal medyayı epey aktif kullanmalarını gerektirdi -öyle ki, uzun süre internetten uzak kalmayı tercih eden Sebastian Vettel bile artık Instagram kullanmakta.
Ancak bir isim sosyal medya kullanmamak konusunda halen diretiyor: Mercedes takım patronu Toto Wolff.
Kendisini daha çok basın açıklamalarıyla ve yarış hafta sonlarında verdiği demeçlerle takip edebildiğimiz Wolff, neden sosyal medya kullanmadığını üç madde halinde açıkladı.
Wolff, “Açıkçası resmi bir Instagram veya Twitter sayfasına sahip olmak çok dikkat dağıtıcı olurdu.”
“Ben aynı zamanda duygusal bir insanım, bu yüzden bir şeyler paylaşırsam bu faydalı olmaz!
“Son olarak bir F1 takımını yöneten bir takım patronu olarak Instagram sayfasına sahip olmayı pek de mantıklı bulmuyorum. Selfie çekmeye ya da kameraya poz vermeye meraklı değilim. Sporcular ya da eğlence yıldızları bunu yapmalı çünkü bu onların profili.”
“Bu nedenle sosyal medya benim için hiçbir şey ifade etmiyor.”
“Profesyonel olarak ve özel hayatımda uymaya çalıştığım standart daha gerçekçi olmak. Bazen bu duygusallık şeklinde olumsuz yüzünü gösterebilir, ancak sadece medyaya konuştuğum için kişiliğimi değiştirmek istemiyorum. Ben böyleyim.” dedi.